8 Saat Neredeydin
KİMSENİN HABERİ OLSUN İSTEMEMİŞ CHP lideri, “Bugün bir harita gördüm, birisi paylaşmış. Pensilvanya (gülümseyerek)… Araya bir de Ankara’yı koysalarmış! Arkadaşlarımla oturduk otel odasında önce onlara açtım, düşüncem var diye. Önce sordum. Doğrusunu isterseniz onlar da heyecanlandılar. Arkadaşlarımla toplandık, açıkladım; ‘böyle böyle’ yapacağız… ‘Hangi açıklamayı yapacağız’ diye sordular. Açıklamayı da söyledim. ‘Tamam’ dediler. Kimsenin haberi olmaması lazım, siz normal çalışmanıza devam edin, havaalanına arkadaşları gönderin. Havaalanında, ‘Genel Başkan başka bir yere gitti, yetişirse gelecek’ diye söyleyin, dedim. Biz bindik arabaya, New York’a doğru yola çıktık. Enteresan, araç hiç benzin bile almadı. Ben de şaşırdım. New York’a geldik. Yeri bulmak için biraz dolaştık. Sonra yeri bulduk. Yeri bulduktan sonra çekim yapacağız…” dedi.“YOLDA BENZİNCİYE UĞRADIK HAMBURGER ALMAK İÇİN” “Binayı görünce ne düşündünüz?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: “Binayı görünce tabii Türkiye’den aktarılan servetle yapılan binayı görüyorsunuz. Gerçekten bir gökdelen; etrafındakilere göre biraz daha yüksek bir bina. Tabela filan dedik bakalım var mı? Görmedik tabelayı. İçeri girmedik. Etrafı zaten biraz çevrili. Aşağıya doğru iniliyordu. İnmedik ne olur, ne olmaz diye. Çekim yapacağız tabii. Arabayı bir yere koyduk. Gürültü var tabii. Bu arada bir ambulans geldi. Ambulansta ses bitmiyor. Ben de hatırlıyorum yani; New York’un ambulansları meşhurdur. Dakika başına bir ambulans, bir siren… Neyse… Ambulans gittikten sonra çekim yaptık, hemen bindik araca Washington’a doğru geldik. Bir benzin istasyonuna uğradık, hamburger almak üzere. O ara şoför ‘akaryakıt alayım’ dedi. O kadar uzun yolu, dedik ki bu nasıl bir araba? Sonra, burada kimse beni tanımaz diye yürüyorum, geziyorum (istasyonda). Birisi geldi, ‘sizinle fotoğraf çektirebilir miyiz?’ dedi. ‘Türk müsün?’ dedim. ‘Türkmenistan’danım, sizi tanıdım’ dedi. ‘İyi gel bakalım’ dedim.”