ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Doktor Kansersin Dedi




Geldik evinin önüne. Teşekkür etti inerken, bir de dua: ‘’Tanrı sıhhat versin kardeşim sana’’. Güldüm, ağladım. Ya da ağladım güldüm biliyorum. Az ötede market buldum. Hadi dedim bir şeyler alayım da bırakayım. Ölmeden belki bir işe yararım. Evine götürdüklerimi verirken 15 yaşında bir kız ve 13 yaşında bir erkek çocuk açtı kapıyı. Annenize verin, selam söyleyin dedim. Arabama bindim. Eşim aradı, ona bir şey belli etmedim. Sokak aralarında ilerledim. Ana caddeyi bulmak istemekteyim. Çocuklar dönüp dönüp arabama bakıyor, kimi amca 7 ekmek almış eve gidiyor. Ben bu dünyayı hiç bu tür görmemiştim. Farklı baktığımı fark ettim. Ertesi gün sabah işe gittim. Ne evde ne de işte kimseye belli etmeyecektim. Yapılacak işleri yapıp arabama bindim. Tekrar o ablanın evine gideyim dedim. Önce muhtara uğradım. Akşam sokağın ismini ve kapı numarasını almıştım. Biraz araştırdım. Muhtar abi ‘’Ben bile her ay elektrik faturasını cebimden ödüyorum. Ne verirsen o bayana mutlu olurum’’ deyince tamamdır dedim. Zaten hayatın ne manası kaldı ki, ölüyorum birkaç aya kadar sonuç olarak değil mi? Evdeymiş abla. Bugün yıkanacak merdiven yokmuş ona. Oturduk, konuştuk. Kahve bile yaptı kızı bana. Hiç bu tür tatlı gelmemişti valla. Evin oğlu Ahmet kayboldu bir ara. Saçları ıslak döndü yanımıza. Abdest almış, bugün Cuma namazı varmış. ‘’5 dakika kaldı abi, gelirsen gidelim ya da bana müsaade’’ dedi. İyi de ben bu yaşa kadar ne Abdest almıştım ne de secdeye varmıştım. O yırtık montunu giymiş bana bakarken çok utanmıştım. Tamam dedim, yolda giderken ondan bir şey istedim. ‘’Ahmet, gülme ama bana Abdest almayı öğretir misin sana zAhmet?’’. Olur abi, tabii ki dedi. Ama güldü çaktırmadan, gördüm yani. Yazık çocuğa. Bana öğretmek amacıyla yine Abdest aldı soğuk havada. Girince camiye, bana bakar kılarsın abi dedi sessizce. Sağolsun babam çok mal-mülk bıraktı. Ama onunda hiç bu işlerde gönlü olmamıştı. O yüzden biz de görmedik, cenazeye kadar hiç camii nedir bilmedik. Cenaze namazını bile ayıp olmasın diye en önde kılmıştım. Vallahi Abdest bile almamıştım. Şimdi 37 yaşındayım. Üç kız babasıyım. Ablaya kirada oturduğu evi almıştık. Bir güzel de tadilat yapmıştık. Şimdi o evde torununa bakıyor. Çünkü kızı evlendi ve benim fabrikada çalışıyor. Ahmet ise yakında okuldan mezun oluyor. Çocukları muayene edecek, muhtaç ailelere yetişecek. Bir de camii yapıyoruz. Bir seneye kalmaz biter, bir Cuma namazına hazırlıyoruz. Ömrü veren de alan da Tanrı. 6 ay ömrü 8 seneye çıkaran da Tanrı. Şer görünenleri hayra çevirende Tanrı. Babamı da, beni de affeder inşaallah…

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

error: Content is protected !!