Ertesi sabah, işe gitmeden önce, çocuklarımız bebekken beri kullanmadığımız eski dadı kamerasını yeniden kurmaya karar verdim. Ayrılmadan önce gizlice oturma odasına kurdum. İşe başladıktan bir saatten az bir süre sonra canlı görüntüleri kontrol ettim. Kalbim duracak gibi oldu. Kocam, sözde işe gitmişti, eve geri dönüyordu. Dadıya yaklaştı ve midemin bulandığını hissettim.
Hala şoktaydım ama onu dinlemek için oturdum. Dadıyı sordum. “Her şeye o da benim kadar şaşırmıştı,” dedi. “Her şeyin ne kadar garip sonuçlandığını düşünürsek, inanılmaz anlayışlıydı.”
Yavaşça başımı salladım. “Ona bir özür borçluyum. Ve… her şeyi bir arada tutmaya çalıştığın için teşekkür ederim. Keşke benimle daha önce konuşsaydın.”
“Biliyorum,” dedi yumuşak bir sesle. “Üzgünüm. Artık sır yok. Birlikteyiz.”
O gece, sonunda kaçındığımız konuşmayı yaptık. Acı vericiydi ama aynı zamanda bizi yakınlaştırdı. Sessizliğin ve varsayımların evliliğimizde nasıl gereksiz yere gerginlik yarattığını ve açık ve dürüst kalmanın ne kadar önemli olduğunu konuştuk.
Bilmeden aile gerginliğimizin ortasına çekilen dadı, beklenmedik bir değişim katalizörü oldu. İkimiz de yanlış anlaşılma için ondan özür diledik ve durumu nezaketle ele aldığı için ona teşekkür ettik. Onu sadece bir bebek bakıcısı olarak değil, aynı zamanda gerçekten güvendiğimiz biri olarak tutmaya karar verdik. Sakin ve şefkatli yapısı, kafa karıştırıcı bir zamanda gerçek bir fark yaratmıştı.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..