Ancak asıl şaşkınlık, Elena’nın ölümünden yalnızca birkaç gün sonra yaşandı. Dmitry, vakıf çalışanları ve Elena’nın geçmişte destek olduğu kişilerle tanışmak üzere düzenlenen özel bir toplantıya davet edildi. Salona girdiğinde, aralarında öğretmenler, bilim insanları, sanatçılar ve sosyal hizmet görevlilerinin de bulunduğu bir grup insan onu bekliyordu. Ancak bu sıradan bir tanışma toplantısı değildi.
Toplantının ilerleyen dakikalarında, Elena’nın vakfı vasiyetinden bir madde okundu. Buna göre, hayatı boyunca dokunduğu insanlardan rastgele seçilmiş beş kişi, Elena’nın mirasından küçük birer pay alma hakkı elde etmişti. Ancak bu kişilerden her biri bir “son dilek” sunacaktı. Bu dilekler yerine getirilecekti—ama yalnızca Elena’nın yerine geçen kişi, yani Dmitry, bu istekleri gerçekleştirmeyi onaylarsa.
İlk üç dilek makul ve yardım odaklıydı: bir okulun onarılması, genç kadınlara burs, kırsal bölgelere bir sağlık merkezi. Ama dördüncü dilek sessizliği böldü: “Elena’nın geçmişini araştırma yasağının kaldırılmasını istiyorum.” Söyleyen kişi yaşlı bir kadındı ve gözlerinde karışık bir öfke ve hüzün vardı.
Dmitry donakalmıştı. Elena’nın geçmişi mi? O hep her şeyi açık ve net ifade etmişti… ya da öyle sanmıştı. Bu dilek, onun hakkında uzun süredir saklanan bir gerçeğin kapılarını aralıyordu. Beşinci dilek ise işleri daha da karmaşık hâle getirdi: “Vakıf, bir yıl boyunca yalnızca sokakta yaşayanların yönettiği bir kurul tarafından idare edilsin.”
Salonda bir uğultu yükseldi. Dmitry şaşkındı; çünkü artık sadece bir mirası değil, aynı zamanda bir inancı, bir geçmişi ve belki de bir sırlar zincirini devraldığını fark ediyordu
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..