enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Bir yolcu son ana kadar kayıt yapmaya devam etti

Kaptan Ferit, otuz yıllık meslek hayatında sayısız kez türbülanslara girmiş, acil inişler yapmış ama hiçbir zaman motor sesini bu kadar özlememişti. 42 bin fit yükseklikte, Atlantik Okyanusu’nun üzerinde ilerlerken, birden kokpit lambaları yanıp sönmeye başladı. Uçağın sol motorundan gelen garip bir sesle birlikte gösterge paneli kırmızıya döndü.
“Sol motor devre dışı!” dedi yardımcı pilot Ayşe, sesi sakin ama gözleri endişeyle doluydu.
Uçak, içindeki 180 yolcusuyla birlikte bir sessizliğe gömüldü. Yolcular henüz durumun farkında değildi ama kaptan Ferit biliyordu; bu, sıradan bir arıza değildi.
“Mayday, mayday, mayday,” dedi telsize, “TK 432 – sol motor arızalandı. Acil iniş izni istiyoruz.”
Geriye kalan tek motorla uçağı sabit tutmak zordu. Rüzgar sertti ve yakıt hızla tükeniyordu. En yakın havalimanı, 300 kilometre uzaktaydı. Karar vermek için dakikalar değil, saniyeler vardı.
Ferit’in aklına ailesi geldi. Kızının doğum günüydü bugün. Eve vardığında ona hediye olarak bir model uçak verecekti. “Gerçek olanı uçurmak yetmedi mi?” diye gülecekti kızı. Ama şimdi, bu hayalin gerçek olabilmesi için soğukkanlılığını korumalıydı.
Kaptan mikrofona uzandı:
“Sayın yolcularımız, küçük bir teknik arıza yaşıyoruz. Her şey kontrol altında, lütfen yerlerinizde kalın ve kemerlerinizi bağlı tutun.”
Yolcular arasında dua edenler, sessizce ağlayanlar ve bir şey olmamış gibi kitap okumaya çalışanlar vardı. Kabin memurları da büyük bir sükûnet içinde görevlerine devam etti.
Kaptan Ferit, son enerjisini kullanarak Atlantik üzerindeki küçük bir adada bulunan askeri üsse yöneldi. Sinyal zayıftı, ama orası tek şanstı.
Son iniş yaklaştığında, tek motor inliyordu. Pist kısa ve dar görünüyordu ama başka seçenek yoktu.
“İnişe geçiyoruz,” dedi Ferit. Ayşe gözlerini kapattı ama elleri kontrol panelindeydi.
Uçak piste teker koyduğunda herkesin içinden tek bir ses çıktı: Hayattayız.
Kaptan Ferit, uçağın burnunu durdurabildiğinde derin bir nefes aldı. Sessizlik yerini alkışlara, dualara ve gözyaşlarına bıraktı.
O gün, sadece bir uçak değil, içinde umut taşıyan bir gemi gibi gökyüzünden yeryüzüne mucizeyle indi.

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
Çeviri »
error: Content is protected !!