enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Bu yaşımda bunu da gördüm

Kapıdan o ses gelince… içimdeki yıllardır biriken taşlar tek tek yerinden oynadı sanki. Zeynep’in yüzü kireç gibi oldu. Elindeki sopayı saklamaya çalıştı ama iş işten geçmişti.
Yusuf… benim oğlum…
Tam karşımızdaydı. Bir elinde valiz, bir elinde telefon. Gözleri dolmuş, dişlerini sıka sıka bakıyordu bize.
“Zeynep…” dedi. “Ben her şeyi gördüm.”
Meğer o sabah yoldayken, beni bir kez daha görüntülü aramış. Açmayınca içine kurt düşmüş. Komşu Mehmet emmiye uğramış, “Babam iyi mi?” diye. Mehmet emmi de “Halil dede’yi pek göremiyoruz artık,” demiş.
O an atlamış otobüse.
Eve geldiğinde, pencereden bakmış içeriye. Benim üstümde sopa tutan gelinini, titreyen ellerimi… hepsini kendi gözleriyle görmüş.
Zeynep hemen konuşmaya kalktı:
“Yanlış anladın Yusuf! Bu yaşlı adam beni delirtiyo, ben—”
Ama Yusuf bir kelime bile duymak istemedi.
“Elinde sopa, karşısında babam. Ne anlatırsan anlat, o gözlerde vicdan yok!” dedi.
Bana döndü. Eğildi, diz çöktü yanımda.
“Baba… neden sustun?” dedi. “Niye söylemedin?”
Gözlerim doldu. “Senin yuvan bozulmasın diye…” dedim zor bela. “Sen bilme istedim. Ben dayanırım dedim…”
O gün… o saat… Yusuf eşyalarını topladı. Zeynep’e tek kelime etmeden çıkardı evden. Sonra bana döndü:
“Bundan sonra kimse sana el kaldırmaz, baba. Senin yaşlılığına ben bakacağım.”
İşte o gün, yıllardır ilk defa içim ısındı. Evin duvarları bile bana daha sıcak geldi. Yusuf’un gelişiyle o ev yeniden yuva oldu.
Ama içimde hâlâ bir yara var:
Evladımın gözlerinin önünde utanmak…
İşte o yara kolay geçmiyor.
Ama geçmese de… en azından yalnız değilim artık.

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
error: Content is protected !!