enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Balayı Çiftleri İntikam Olarak Uçuşumu Cehenneme Çevirmeye Çalıştılar

Balayı Çiftleri İntikam Olarak Uçuşumu Cehenneme Çevirmeye Çalıştılar – Onlara Dünyayı Dar Ettim.…Seyahat etmek, özellikle birkaç saat boyunca yabancılarla sınırlı bir alanı paylaştığınızda, genellikle sabır ve dayanıklılık testi olabilir. Son uçuş deneyimim bunun kanıtıydı, çünkü yolculuğu intikam almak için cehenneme çevirmeye kararlı görünen bir çift balayı çiftiyle karşılaştım.
Her şey havaalanında, biniş kapısındaki koltuğuma yerleştiğimde başladı. Yakınlarda neşeli bir çift gördüm, üzerinde aynı “Evli” tişörtleri vardı ve balayı planları hakkında hararetli bir şekilde sohbet ediyorlardı. Düğün sonrası mutluluğun tadını çıkaran diğer mutlu çiftler gibi görünüyorlardı ve onlara pek aldırış etmedim. Bilmiyordum ki, yakında uçuşumu unutulmaz kılacaklardı.Uçak havalandı ve bu çiftler birden yanımda ö’p.üsmeye başladı ve dahası sanki yanlarında kimse yokmuş gibi davranmaya başladılar. Her iki dakikada bir yüksek sesle kahkahalar, koltukta birbirinin üstüne yatmalar, ve arada “aşkım, bir şey ister misin?” nidaları… İlk başta gözlerimi devirmekle yetindim. Ne de olsa balayındalar, biraz hoşgörü göstermek gerek, diye düşündüm.
Ama işler hızlıca çığırından çıktı.
Koltuklarının arkasına astıkları “Just Married” kartını çıkarıp benim koltuğumun üstüne iliştirdiler — şaka yollu ama izinsiz. Sonra, kafalarını bana çevirip sırıtmayla karışık bir tonda şöyle dediler:
“Senin koltuk da kutlama alanımıza dahil artık!”
Nezaketle gülümsedim ama bir şey demedim.
Yarım saat sonra, adam koltuğunu sertçe geriye yatırdı — dizlerim resmen ezildi. Kadın da bana dönüp, “Bize biraz yer açar mısın, tatlım, kocamın boynu tutuluyor” dedi.
İşte o an bende şalter attı.
Nazik yolcu modunu kapatıp görevli çağırdım. Sessizce durumu anlattım.
Ama görevli gelir gelmez kadın ağlamaklı bir sesle, “Bu adam bizi evliliğimizin ilk gününde rahatsız ediyor” demesin mi?
Kendimi savunmaya çalıştım ama çoktan tiyatroyu kurmuşlardı. Çevredeki birkaç kişi bana şüpheyle bakmaya başladı.
O andan itibaren ben de taktiğimi değiştirdim.
Sessizce dizüstü bilgisayarımı çıkardım — ve uçuş boyunca sabaha kadar klavye tıkırtılarıyla intikam aldım. Arada bir yüksek sesle gülerek “Ah bu veriler!” gibi anlamsız cümleler kurdum. Koltuğumu ani hareketlerle ileri geri yaparak onların “romantik yakınlaşmalarını” bozdum. Yanımda duran minik sprey kolonya şişesini ara ara elime sürüp sürüp ellerimi havada salladım — ikisi de parfüm kokusundan hoşlanmıyormuş, söyledikleri laflardan anladım.
İnişe kadar bana sinirle bakıp fısıldaştılar.
Ben? Gazetemi okuyordum.
Sanki hiç konuşmamışız gibi.
Koltuktan kalktıklarında üzerlerindeki “Evli” tişörtleri ter içinde yapışmıştı.
Ben ise sadece içimden “Balayınız kutlu olsun.” dedim ve uçaktan inerken onlara göz kırptım.
Bu olaydan sonra şunu öğrendim:
Uçakta biriyle dalaşacaksan, onun sabrını değil, yaratıcılığını test etmiş olursun.
Ve ben bu testten A+ ile geçtim.

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
error: Content is protected !!