enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Düğün salonu lüksle parlıyordu. Zarif konuklar arasında yıpranmış ayakkabılar

Düğün salonu lüksle parlıyordu. Zarif konuklar arasında yıpranmış ayakkabılar ve solgun bir elbise giymiş yaşlı bir kadın duruyordu—damat annesi Maria.
Sessizce, fark edilmeden ve açıkça yersiz gelmişti ama tek oğlu Daniel’i izlerken gözleri sevgi doluydu.
Danışması sırasında Daniel başarısından gururla bahsetti, sonra doğrudan Maria’ya baktı.
“…Yoksulluklarıyla beni utandıranlara—artık yamalı giysiler içindeki o çocuk değilim. Bu yüzden lütfen gidin. Burada hoş karşılanmıyorsunuz.”
Oda sessizleşti. Gelinin gülümsemesi kayboldu. Maria titredi, kalbi kırıldı.
Ama gitmek yerine öne çıktı ve nazikçe mikrofonu aldı.
“Sadece oğlumun mutluluğunu görmeye geldim,” dedi sessizce. “Baban sen üç yaşındayken gitti. Yemek yiyebilmen için yerleri silip süpürdüm ve öğün atladım. Ayakkabılarını diktim ve ilacını almak için kilometrelerce yürüdüm. Hiçbir zaman teşekkür istemedim.
Sonra Maria hiç kimsenin beklemediği bir şey yaptı.Sonra Maria hiç kimsenin beklemediği bir şey yaptı.
Mikrofonu iki eliyle sımsıkı kavradı, derin bir nefes aldı ve gözleri dolu dolu, ama sesi kararlı bir şekilde konuşmaya devam etti:
“Bu gece senin en mutlu gecen olsun isterdim, Daniel. Ama şimdi anlıyorum ki, bu mutluluğu, seni sen yapan geçmişinden utandığın sürece gerçekten yaşayamazsın.”
Salonda fısıltılar yükselmeye başladı. Maria’nın gözleri o an sadece oğlundaydı.
“Elimdeki her şeyi sana verdim; zamanımı, gençliğimi, umudumu… Ama sana değerlerimi vermemişim demek ki. Bugün bunu anladım.”
Sonra cebinden eski, solmuş bir fotoğraf çıkardı. Daniel’in yamalı bir pantolonla, elinde bir kitapla gülümsediği çocukluk fotoğrafıydı. Mikrofonu bırakmadan salonun ortasında fotoğrafı havaya kaldırdı.
“Bu çocuk, yoksulluk içinde bile gururluydu. Seninle gurur duyuyorum Daniel, ama bu çocukla da. Çünkü ben, onu büyütmek için savaştım.”
Bir süre sessizlik oldu. Ardından kalabalıktan biri—yaşlı bir adam—alkışlamaya başladı. Sonra bir diğeri. Ve birkaç saniye içinde salonu alkışlar doldurdu. Gelin gözlerini yere eğmişti ama yüzü kızarmıştı. Daniel donakalmıştı.
Maria mikrofonu bırakıp yavaşça döndü. Kimse onu durdurmadı. Kapıya doğru yürüdü, ama her adımında salon biraz daha sessizleşti, biraz daha düşünceli hale geldi.
Ve o anda Daniel, annesinin adımlarındaki gururu fark etti.

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
error: Content is protected !!