1. Bu ay 33, şındaki kadın, bu derin olayı yaşadığında fiziksel bedeninin çoktan “pes ettiğini açıkladı. Bu ay sırasında Brianna, devam etmeye hazır olup olmadığını soran bir ses duydu ve kendini zifiri karanlıkta buldu.
İşte bu boşlukta, ruhun dünyevi varoluşumuzun ötesinde devam ettiği için ölümün bir son değil, bir yanılsama olduğunu fark etti.
Brianna “Ölüm bir yanılsamadır çünkü ruhumuz asla ölmez.” ifadelerini kullandı. Brianna, bilincin varlığını sürdürdüğünü ve bizim sadece bir başkalaşım yaşadığımızı fark etti. Öbür dünyada düşüncelerin anında gerçekleştiğini, ancak orada var olmayan zamanın bir lütuf olarak algılandığını belirtti.
Kadın konuşmasının devamında şöyle dedi: “Bilincimiz canlı kalıyor. Ve varlığımız sadece dönüşüyor. Düşüncelerim anında öbür dünyada tezahür etti. Düşüncelerimizin orada bir gerçeklik yarattığını fark ettim – sadece zaman alıyor – ki bu bir lütuf.”
RUHU, BEDENİ ÜZERİNDE YÜZMÜŞ
Genç kadın, öldükten sonra ruhunun, bedeni üzerinde süzüldüğü anları gördüğünü iddia etti. Ancak kadının o an yarı bilinçte olup olmadığı ya da rüya halinde mi olduğu bilinmiyor.Yeryüzünün öznesi insanın, onu omuzlarında taşıyan dünyanın, muhteşem sahne kâinatın ve dahi canlı cansız tüm sistemin, kendisine takdir edilen ömrünün nihayete ermesiyle ilahi kanun bozulacak ve gün kıyamet olacaktır. Sonun başlangıcı olan, azamet ve ikram sahibi Rabbimizin zatından başka hiçbir şeyin varlık gösteremediği bu dehşetli günün ardından, bozulan düzen yeniden kurulacak ve dinî literatürde “ahiret” adını verdiğimiz ikinci ve nihayetsiz bir hayat başlayacaktır. Bu yönüyle ahiret, gözünü açtıkları ilk âlemi dünya olanların son ve gerçek karargâhıdır. Ezeli olanın ebedi vaadi olan bu sabite; rüyanın gerçeğe, gölgenin sûrete, fenanın bekaya dönüştüğü esaslı bir boyuttur. Söz konusu hakikat, evvelimizi ve ahirimizi tanzim edip dünyada salahın ahirette felahın anlam dolu kesitlerini gözler önüne seren yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de; “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur…” (Ankebût, 29/64) ayetiyle dile getirilmiştir.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..