Ayşe, İstanbul’un kenar mahallesinde, sessiz sedasız bir hayat sürerken, içinde taşıdığı bebekle mutlu bir gelecek hayal ediyordu. Kocası Serkan, ilk zamanlarda ilgili, sevgi dolu bir adamdı. Ama her şey, Serkan’ın bir kafede tanıştığı genç ve güzel bir kadınla — Derya’yla — başlayan gizli ilişkiyle değişti.
Ayşe’nin hamileliği ilerledikçe Serkan daha da uzaklaştı, agresifleşti. En korkunç gün, Ayşe’nin Serkan’ı başka bir kadınla telefonda konuşurken yakalamasıyla geldi. O gece, Ayşe hem bebeğini hem kendini korumaya çalışırken, Serkan’ın öfkesine maruz kaldı. Komşuların ihbarıyla ambulans geldiğinde, Ayşe’nin yüzünde morluklar, kalbinde paramparça bir hayal vardı.
Ama Serkan’ın bilmediği bir şey vardı: Ayşe’nin üç zengin kardeşi… Almanya’da büyümüş, Türkiye’ye sadece yılda bir kez gelen bu üç adam, kardeşlerinin yaşadıklarını öğrendiklerinde her şeyi geride bırakıp İstanbul’a döndü.
İntikamları ani ve gösterişli olmadı. Planlı, soğukkanlı ve zekiceydi. Önce Serkan’ın sevgilisi Derya’nın çalıştığı mekân satın alındı. Ardından Serkan’ın çalıştığı küçük inşaat firması, hiç anlamadığı bir borç oyunuyla batırıldı. Adam bir anda işsiz, parasız ve çevresiz kaldı. Ama asıl darbe en sonunda geldi: Serkan, kendisine dava açacak avukat bile bulamazken, Ayşe’nin dosyasını Türkiye’nin en ünlü hukuk firmasına taşıyan kişiler yine o üç kardeşti.
Mahkeme salonunda, yüzü yere eğik Serkan, karşısında kararlılıkla dimdik duran Ayşe’yi ve onun arkasında omuz omuza duran üç kardeşi gördüğünde her şeyin bittiğini anladı.
Bu hikâye, sadece bir intikam değil, aynı zamanda sessiz kalan her kadının bir gün sesinin duyulacağına dair bir mesajdı. Ve o ses, bu kez çok güçlü çıkmıştı…
O gece, Ayşe hem bebeğini hem kendini korumaya çalışırken, Serkan’ın öfkesine maruz kaldı. Komşuların ihbarıyla ambulans geldiğinde, Ayşe’nin yüzünde morluklar, kalbinde paramparça bir hayal vardı.Ama Serkan’ın bilmediği bir şey vardı ve o günden sonra dünyası başına yıkıldı.Ayşe öyle bir intikam aldıki……Ayrıntılar diğer sayfada…