Beş aylık hamileyken kocasının şehit haberiyle yıkılan genç kadın, eşinin vasiyetini yerine getirince tüm ülke duygulandı. Kaybettiği eşi, geride bıraktığı küçük bir notla bir istekte bulunmuştu: “Eğer şehit olursam oğluma bu ismi verin.”Aile, notu okuduğunda önce sessizliğe büründü; sonra kararı verdiler. Yeni doğacak bebeğe, babasının son isteği olan ismi vererek hem vasiyeti yerine getirdiler.İş’te o isim……Ayrıntılar diğer sayfada…
Beş aylık hamileyken kocasının şehit haberiyle yıkılan genç kadın, eşinin vasiyetini yerine getirince tüm ülke duygulandı. Kaybettiği sevgilisi, geride bıraktığı küçük bir notla bir istekte bulunmuştu: “Eğer şehit olursam oğluma bu ismi verin.”
O gün cenaze alayı boyunca herkesin gözleri nemlendi. Genç kadının yüzündeki hem tarifsiz acı hem de kararlı ifade, ailesine ve yakınlarına güç veriyordu. Eşinin cep cüzdanında, özenle katlanmış bir kâğıt bulmuşlardı; üzerinde titizlikle yazılmış birkaç kelime ve bir isim… “Eğer bir gün şehit düşersem, oğluma ‘Mertcan’ adını verin” — notta böyle yazıyordu.
Aile, notu okuduğunda önce sessizliğe büründü; sonra kararı verdiler. Yeni doğacak bebeğe, babasının son isteği olan ismi vererek hem vasiyeti yerine getirdiler hem de onun mirasını yaşatmaya söz verdiler. Komşular, akrabalar ve komutanlar bebeğin adına koyulan o ilk narin kıyafetleri, küçük bir beyaz beşiği ve babasının askeriyedeki rütbesinin küçük bir rozetiyle birlikte teslim etti.
Şehidin eşi, doğum sonrası verdiği ilk röportajda titreyen bir sesle şunları söyledi: “O notu bulduğumda içim parçalandı ama aynı zamanda bir rahatlama hissettim. O, hayatı boyunca planlı, geleceği düşünen bir insandı. Onun istediği gibi yaptık. Oğlunun adını söyledikçe hep onun sesini duyuyorum.”
Mahallede toplananlar, küçük çocuğun isminin sadece bir etiket olmadığını, aynı zamanda bir hatırlatma olduğunu söylüyor: “Bu isim, bir fedakârlığın, bir sevginin ve bir vatan borcunun adı olacak.” Okuldaki öğretmenler, komşular ve subaylar doğacak bebeğe destek sözü verdi; toplum, yeni bir insanın arkasında bir aile değil, bir kucak olduğunu göstermeye kararlı.
Bu hikâye, bir kaybın ardından doğan küçük bir umut… Şehidin kaleme aldığı o basit not, şimdi annesinin ve toplumun omzunda taşınan bir emanettir. Ve her kim ‘Mertcan’ diye seslendiğinde, bir babanın sessiz vasiyeti, yeni bir hayatın ilk nefesinde yankılanmaya devam edecek.