Büyükannemden kalma o eski ev, derin bir ormanın ortasında, kuş cıvıltılarının ve rüzgarın ağaçların arasında dans ettiği bir yerleşim alanında saklıydı. Her zaman kalbimde bir merak ve özlem barındırdım; her anısını, her taşını görmek istiyordum. Ama annem, benim o eve gitmemi kesin bir şekilde yasakladı. Onun bu kararı, bir sarsıntı gibi içimde yankılandı. Annemin gözlerinde gördüğüm o korku, beni daha fazla düşündürmeye itti. Belki de orada, geçmişle ilgili bazı sırlar gizleniyordu. İçimdeki merak, annemin yasaklarının ardındaki gizemi ortaya çıkarma isteğiyle daha da büyüdü.
Zaman geçtikçe, annemin neden böyle bir yasak koyduğunu anlamaya başladım. O ev, sadece bir yapının ötesinde, ailemizle ilgili karanlık bir geçmiş taşıyordu. Kendi içimde keşfettiğim bu sırlarla, hem geçmişe hem de geleceğe bir köprü kurma arzusu içindeydim. Her bir taş, kadim anılarla doluydu; her bir oda, kaybolmuş ruhların yankılarıyla dolup taşıyordu. Annemin korkusunu şimdi daha iyi anlıyordum; belki de bazı şeyler, bilinçaltımızın derinliklerinde gizli kalmalıydı. Ancak, merakım ve geçmişe olan bağlılığım, beni oraya çekmeye devam etti. Kendi bağlarımı keşfetmek, ailemle ilgili bilinmeyenleri öğrenmek için bir yolculuğa çıkmak zorundaydım. O eski ev, bir zamanlar yaşananları anlamak için bir kapıydı; belki de hayatımın en büyük derslerini orada alacaktım.