herkesin ona söylediği
Kasaptan birkaç kilo et alıp ormana doğru yola koyuldu. Sonra ormanın derinliklerinde eti yere koyup biraz uzağında bekledi. Bir aslan geldi ve eti yemeye başladı. Kadın onu uzaktan seyretti, eti yemekle meşgul aslan kadının uzaktaki varlığıyla pek ilgilenmedi. Bu hal bir hafta devam etti. Kadın her gün ormana etle gidiyor, eti koyup uzaktan aslanı seyrediyordu. Aslan artık yediği etle uzaktan kendisini seyreden bu kadın arasındaki ilişkiyi kurmaya başlamıştı.Bir sonraki hafta, kadın ormanın o kısmına gittiğinde her zamanki gibi aslan beliriverdi. Genç kadın bu defa eti aslana doğru attı, ama uzağa gitmedi. Aslan yine kadınla ilgilenmeden eti yemeye koyuluyordu. Her defasında kadının yolunu gözleyen aslan, onun eti kendisine doğru atmasını bekliyordu. Kadınla aslan arasındaki mesafe birkaç metreye inmişti. Bir hafta da böyle geçti.Üçüncü hafta, kadın planının bir sonraki adımını uygulamaya başladı. Ormanın derinliklerine gitti, aslan ortaya çıktığında eti elinde tutup aslanın gelip eti almasını sağladı. Vahşi hayvan, yemeğini artık onun yanıbaşında yemeye başlamıştı. Her defasında kadın eti neredeyse kendi eliyle ona yediriyor, ne o hayvandan ürküyor, ne de hayvan kadına zarar vermeyi aklından geçiriyordu. Garip bir bağ oluşmuştu aralarında.Haftanın sonlarına doğru, eti aslana ikram eden kadın, hayvan karnını doyurduktan sonra ona dokunmaya cesaret etti. İlginçtir, hayvan kadının kendisine dokunma girişimine hiçbir tepki göstermedi. Kadın onu okşadı. Ve yelesinden üç tüyü usulca kopardı. Aslan oralı bile olmadı. Karnını doyurmuş yerde uzanıyor ve büyük bir kedi gibi gurul gurul sesler çıkarıyordu.