Bütün dünyanın gözdesi olan bir milyarderin hayatı, karanlık ve lüks bir cenaze töreninde gözle görülür bir şekilde değişmeye başlar. Kalabalık, hüzne boğulmuş yüzlerle dolup taşarken, herkes yitip giden bir hayatın yasını tutmaktadır. Ancak, bir anda, daha önce dikkat çekmeyen bir sokak çocuğu kalabalığın arasından sıyrılarak mezarın başına doğru koşar. Kiminin gözünde umutsuzluk, diğerinin gözünde merak var; ama bu çocuğun yüzünde, kaybettiği bir şeyin izleriyle dolu bir kararlılık vardır. O an, tüm dikkatler onun üzerindedir. “Kızın yaşıyor!” dediği anda, sanki bir bomba patlamış gibi etrafı sarar sessizlik. Kimse bu cümleyi duyduğuna inanamaz; ama bir yürek, bu sözlerin ardındaki gerçeği anlamaya çalışırken, geride kalanlar ne yapacağını bilemez hale gelir. Bu çocuğun sırları, milyarderin hayatında yeni bir sayfa açacak mıdır?
O an, milyarderin ruhunda bir fırtına kopar. Kızının yaşadığına dair umut, kaybolmuş duyguların yeniden filizlenmesine neden olur. Belki de hayatı boyunca zenginlik ve gücün peşinde koşarken unuttuğu en değerli şey, sevgi ve aile bağlarıydı. Sokak çocuğunun cesareti, ona yeniden doğuşun kapılarını aralayacaktır. Birçok insan yaşamı boyunca kayıplarıyla başa çıkmaya çalışır; ancak, bu karşılaşma, kayıplarının ardında saklı olan umutları tekrar gün yüzüne çıkarır. Bu kalabalık içinde yalnızlığını hissettiği her an, şimdi yerini belirsiz bir heyecana bırakır. Kızının hayatta olduğunu bilmek, belki de hayatta kalmanın en büyük motivasyonudur. Şimdi, karanlığın içinden umut ışığının çıkması için mücadele etme zamanı gelmiştir. Çünkü hayatta kalmak, sadece var olmak değil; sevdiklerimizi bulmak ve onlarla yeniden bir araya gelmek demektir.