Milyoner Genç Aniden Eve Geldi ve Karısını, Engelli Annesini

Olaylar zinciri, her şeyin dışarıdan mükemmel göründüğü bir hayatın iç yüzünü ortaya çıkardı. Genç yaşında başarı merdivenlerini hızla tırmanmış, kendi işini kurmuş, milyonluk projelere imza atmıştı. İnsanlar ona gıptayla bakıyor, hem yakışıklı hem zengin hem de hayırlı bir evlat olarak tanıyordu. Hayattaki en kıymetli varlığı ise doğduğundan beri ona kol kanat geren engelli annesiydi.
Bir yıl önce ise herkesin “masal gibi” dediği bir düğünle hayatını güzel, zarif ama bir o kadar da gizemli bir kadınla birleştirdi. Karısı, herkesin sevgisini kazanmıştı. Ama o gün… o beklenmedik gün… her şey tersine döndü.
Genç adam, işten erken çıkmıştı. Annesine sürpriz yapmak istemiş, sessizce eve girmişti. Ayakkabısını bile çıkarmadan yukarı çıkarken, koridordan gelen boğuk bir ağlama sesiyle irkildi. Hemen odanın kapısını araladığında, hayatının en karanlık sahnesiyle karşılaştı.
Annesi yerdeydi. Karısı ise elinde saç fırçasıyla başında durmuş, bağırıyor, tekmeliyordu. Genç adam neye uğradığını şaşırdı, kanı beynine sıçradı, olduğu yere çakıldı. Birkaç saniye dondu kaldı, sonra adeta patladı:
“Ne yapıyorsun sen?! Neden yaptın bunu?!” diye bağırdı.
Karısı irkildi, elindeki fırçayı yere attı. Gözleriyle çıkış kapısını aradı ama kaçamadı. O an her şey ortaya döküldü… Gerçekler, sandığından da ağırdı.
Peki Neden?
Karısı itiraf etti: Evlenmeden önce genç adamın annesinin engelli olduğunu bilmiyordu. Evlenince bu durumu kabullenemedi. Zamanla annesini bir “yük” olarak görmeye başladı. Kocasının her fırsatta annesini öne koyması, kadında öfke biriktirmişti. “Onun gölgesinde yaşamak istemiyorum!” diye haykırdı.
Ama genç adam sadece öfke değil, derin bir hayal kırıklığıyla karısına baktı. Sevdiği kadının bu kadar karanlık olabileceğini hiç düşünmemişti. O gün evi terk etti, kadına boşanma davası açtı ve annesinin yanından bir daha hiç ayrılmadı.