Sınıfın içi, sıradan bir ders işlenirken beklenmedik bir olayla sarsıldı. Öğrencinin dağınık ve uzun saçı, öğretmenin hoşgörüsünü zorlamıştı. Dikkatini dağıtan bu duruma katlanamayan öğretmen, aniden harekete geçti. Sınıf arkadaşlarının gözleri büyük bir merakla öğretmenin ne yapacağını beklerken, makasın sesi tüm odayı sardı. Herkes, bu cesur ve alışılmadık eylemin nedenini merak ediyor, kalplerindeki heyecanı hissetmeye çalışıyordu. Öğretmen, bir yandan saçları keserken diğer yandan eğitim sisteminin normlarını sorguluyordu. O an, sınıf hem şaşkınlık hem de bir tür özgürlük hissiyle dolup taştı.
Bu olayın ardından sınıfın dinamikleri tamamen değişti. Öğrenciler, alışılmışın dışında bir öğretim şeklinin parçası olduklarını fark ettiler. O an, öğrenmenin sadece kitaplardan değil, hayatın kendisinden geldiğini anlamalarına vesile oldu. Öğretmenin cesareti, sınıfa bir özgürlük ve yaratıcılık rüzgârı getirmişti. Hiç kimse, saç kesiminin ardından gelen tartışmaların, düşüncelerin ve duyguların derinliğine hazır değildi. Öğrenciler, hem öğretmenlerine hem de kendilerine yeni bir bakış açısı kazandırmanın önemini kavradılar. O sınıf, unutulmaz bir deneyim yaşamıştı; belki de bir daha asla yaşanmayacak olan bir dersti bu. Hayatın her alanında cesur adımlar atmanın, bazen usul ve kuralları aşmanın ne denli önemli olduğunu anladılar.