Uçuş görevlisini çağırmak için düğmeye bastım.
Üniformalı genç bir kadın yaklaştı:
“Nasıl yardımcı olabilirim?”
“Görüyorsunuz,” diye açıkladım, “önümdeki yolcu koltuğunu yatırdı, böylece bacaklarım sıkıştı. Hareket bile edemiyorum.”
Uçuş görevlisi kibarca kadına doğru eğildi:
“Affedersiniz ama lütfen komşunuzun daha rahat edebilmesi için koltuğunuzu biraz geriye çekebilir misiniz?”
Kadın sanki tatilini bizzat ben mahvetmişim gibi bir bakışla arkasını döndü:Uçuş görevlisi…..
Uçak, gökyüzünde süzülen bir kuş gibi, yolcularını bir yerden bir yere taşırken, her bir koltukta farklı hikayeler taşıyan insanlar oturuyordu. Ancak, bu seferki yolculuk, basit bir seyahat değil, aynı zamanda bir sınav niteliğindeydi. Kadın, arka koltuktaki konforun tadını çıkarırken, benim bacaklarımın sıkıştığını fark etmedi bile. Koltuğunu geriye yatırması, bir anda içimdeki sabrın sınırlarını zorladı. Etrafımda, bu duruma gülümseyip geçmeyi seçen yolcular, bana bir şeyler yapmam gerektiğini düşündürdü. İçimde bir şeyler kabarmaya başladı; belki de bu, yalnızca bir oturuş şekli değildi ama bir davranış biçimiydi. “Nezaket” kelimesi, belki de bu uçakta herkesin unuttuğu bir kavramdı ve ben de bunu hatırlatmanın yollarını arıyordum.Uçak, inişe geçerken herkesin derin bir nefes alıp verdiği bir huzur anıydı. Ama benim içimde, hala o kadının bacaklarımı ezmesiyle ilgili bir kıpırtı vardı. Belki de bu, sadece bir anlık öfke patlamasıydı; ya da belki de insanlara birbirlerine nasıl saygı göstermeleri gerektiğini hatırlatmanın bir yolu. Hangi durumda olursa olsun, başkalarının alanına saygı duymak, insanın en temel erdemlerinden biri. Bu deneyim, bana bir şeyleri öğretmişti: bazen ses çıkarmak, bazen de sessiz kalmak gerekirdi. Ama her durumda, hissettiğimiz duyguların ne kadar derin olduğunu unutmamalıyız. Yaşadığım bu olay, bana insan ilişkilerinin karmaşıklığını bir kez daha hatırlatmıştı. Sonuçta, her yolculuk, bir ders niteliği taşır; bazen bu ders, sadece başkalarına nasıl davranmamız gerektiğini anlamakla ilgili olur. Uçak yerde durduğunda, belki de en azından bu düşünceyle içimde bir huzur buldum.