enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Ateşle boğuştuğu o sabah, dünyasına 39,5 °C’lik bir ateş yayılmıştı;

Rüyaları önce çamur içinde yürümek gibi ağırdı; sürekli geriye çekilen adımlarla huzura ulaşamıyormuş gibi hissediyordu. Ve tam bu esnada—birdenbire—buz gibi bir su akıntısı yüzüne çarptı. Gözlerini zar zor aralayıp bakışlarıyla tanıdı karşısında duranı: sert bakışlı, taş kesilmiş bir yüz—kayınvalidesi.
— Hâlâ mı uyuyorsun? diye kükredi sesi, uykunun puslu sınırlarında yankılandı. Konuşa söyleyecek hiçbir gücü kalmamıştı; sadece mırıldanarak tepki verdi: “Anne… benim ateşim var, başımı bile kaldıramıyorum…”
Lakin kayınvalide, acımasızdı ve duvara dönüşmüştü:
— Herkes hasta olur! Ben de hastaydım ama yine yaptım. Misafirler bir saat içinde geliyor! Ayaksız durup beni rezil mi edeceksin?
O anda içeride bir şey kırıldı. Kaynayan ateş değil, içindeki sınırlar. O nefret dolu sözlerin ve soğuk suyun ardından ayağa kalktı—titreyen bacaklarla, baş dönmesine rağmen sessiz bir kararlılıkla. Kayınvalidesinin sert bakışlarını ardında bırakırken… telefonunu aldı ve sessizce 112’yi aradı. “Ateşim neredeyse 40°C… son derece halsizim… adres…”
Mutlu gelim zamanı onda önemli değildi artık. “Misafirler gelebilir,” dedi soğukkanlılıkla. “Benim bir enfeksiyonum ve bu benim evim.” Bu kez yalvara yalvara değil, sakin ve net bir sesle, özsaygısını yeniden kurmuş bir tavırla konuşuyordu.
Gelen ambulansla birlikte, doktor ateşini ölçtü, boğazına baktı ve kararı verdi: hastaneye gitmeliydi. Kabanını giyerken arkasına şöyle baktı:
— Geri döndüğümde misafirler gitmiş olmalı. Sen de izinsiz buraya girmemelisin.
Kapı kapandığında arkada kalan sessizlik, onun özgürlüğün ilk adımı olmuştu.

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
error: Content is protected !!