Otobüsün arka kısmında, başı geriye yaslanmış, ağzı açık bir şekilde uyuyan genç bir kız vardı. Kadın, kızın yanına yaklaşıp bir şeyler mırıldandı, ancak kız uyanmadı. Kadın, kızın saçını çekerek yüksek sesle bağırmaya başladı:
“Büyüklere saygı göstermeyi öğrenmedin mi?”
Kız uykusundan uyanarak etrafına bakındı ve şaşkın bir şekilde:
“Ben… uyuyordum. Sadece nazikçe sorsaydınız…”
Kadın, kızın sakinliğini zayıflık olarak algılayıp daha da öfkelendi. Yüksek sesle, kızın ebeveynlerini eleştirmeye başladı:
“Ne kadar kabasınız! Kızınızı nasıl yetiştirdiniz?”
Alamy
Genç kız, sakin bir şekilde su şişesini çıkarıp kadının üzerine döktü. Yavaşça ama kararlı bir şekilde:
“Ailem hakkında konuşma,” dedi.
Otobüs bir anda sessizliğe büründü. Kadın şaşkın bir şekilde yüzünü silerken, yolculardan biri:
“Bu kadar yeter,” dedi.
Kadın, yüzündeki makyajın bozulduğunu fark etti; ama kızın sakinliği ve kararlılığı karşısında hiçbir şey söylemedi. Genç kız, sırt çantasını düzeltip otobüsten indi.
Otobüsün içinde derin bir sessizlik vardı. Yolcular birbirlerine bakarak, “Ben olsaydım ne yapardım?” diye düşündüler. Kadın, yüzünü silerken belki de acılarını, yalnızlığını ya da sadece görünmez olma hissini yaşıyordu.
Otobüs şoförü, arkasını dönerek:
“Bir daha böyle bir şey olursa, hepiniz dışarı çıkarsınız,” dedi.
O an, hepimiz sessizce düşündük: “Peki ya ben? Ben ne yapardım?”
Bu olay, bana empati, saygı ve insan olmanın değerini bir kez daha hatırlattı.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..