Diğer Galeriler
Yorumlar
Geçmiş yıllarda özellikle 70’li, 80’li ve 90’lı yıllarda hemen her evde bulunan sarı fincan takımları, bugün nostalji tutkunları ve koleksiyon meraklıları için adeta birer hazine değerinde. Eskiden çeyizlerin olmazsa olmazı olan bu fincanlar, sadece çay ya da kahve içmek için kullanılan birer mutfak eşyası değil; aynı zamanda bir dönemin estetik anlayışını, ev kültürünü ve misafir ağırlama geleneğini de yansıtan sembollerdi. Zamanla üretimleri azaldı, yerlerini modern ve sade tasarımlara bıraktılar; ancak aradan geçen yıllar bu fincanların değerini düşürmek yerine artırdı. Günümüzde artık antika sınıfında değerlendirilen bu sarı fincanlar, koleksiyonerlerin radarına girmiş durumda ve ikinci el eşya pazarlarında, açık artırmalarda ya da sosyal medya üzerinden satış yapan butik antikacılarda yüksek fiyatlardan alıcı bulabiliyor.
Bu fincanların öne çıkan en önemli özelliği sadece görsel güzellikleri değil, aynı zamanda dayanıklılıkları ve zarif işçilikleridir. Pek çoğu el işçiliğiyle üretilmiş, kenarları altın yaldızla süslenmiş, desenleri dikkatle işlenmiş olan bu takımlar hem estetik hem de işlevsel olarak döneminin çok ilerisindeydi. Bugün hâlâ sağlam kalabilmiş olanlar, üretim kalitesini gözler önüne seriyor. Sarı fincanlar genellikle altılı ya da onikili setler halinde satılıyor ve orijinal tabaklarıyla birlikte olması, koleksiyon değeri açısından büyük önem taşıyor. Orijinal kutusunda bulunan ve hiç kullanılmamış olan setler, daha da yüksek fiyatlara satılabiliyor. Ortalama olarak bu fincanların fiyatları 1.000 TL’den başlayıp 1.950 TL’ye kadar çıkabiliyor, nadir bulunan bazı özel setlerde bu rakamlar 3.000 TL’yi dahi aşabiliyor.
Son dönemde özellikle sosyal medya platformlarında nostaljik eşyalara olan ilginin artmasıyla birlikte bu fincanlara yönelik aramalar da ciddi oranda yükselmiş durumda. Eski evlerden çıkan, sandıklarda saklanan ya da yıllarca vitrinlerde dekoratif amaçla sergilenen bu parçalar, artık sadece duygusal birer hatıra değil, aynı zamanda maddi değeri olan koleksiyon objeleri olarak görülüyor. Birçok kişi geçmişle bağ kurma, annesinin ya da büyükannesinin hatırasını yaşatma amacıyla bu fincanları ararken; bazıları ise tamamen yatırım gözüyle bakıyor. Çünkü antika pazarında talep görmeye başlayan ürünler, zamanla daha da değerleneceği öngörülen varlıklar arasında yer alıyor.
Sarı fincan takımlarının değer kazanmasında yalnızca nostalji ve kullanım kalitesi değil, aynı zamanda artık üretilmemeleri de büyük rol oynuyor. Seri üretime geçilmeden önce üretilmiş olan bu modeller, her biri neredeyse birbirinden hafif farklı detaylara sahip benzersiz ürünlerdir. Özellikle Osmanlı ya da erken Cumhuriyet dönemine ait olanlar, üzerlerinde üretici firmanın damgasını taşıyorsa, bu da onların değerini artıran başka bir unsur oluyor. Bazı koleksiyonerler için bu damgalar, ürünün kimliğini ve orijinalliğini kanıtlayan en önemli göstergelerden biridir.