Cemal Enginyurt’tan Öyle Bir Ceme Cevap ki
Küçük, “Önümüzdeki günlerde Halk TV’den kaçan kaçına” başlıklı eserinde, kanala yönelik bir operasyonun planlandığını öne sürerek, “Halk TV, Gezi darbe girişiminin başarılı olması adına yaklaşık üç aylık bir süre zarfında yayın yapmıştır,” şeklindeki ifadelere yer vermiştir. İlgili yayınların değerlendirilme süreci tamamlanmıştır. Operasyonun devreye girmesi artık sadece bir zaman meselesidir. “Ramazan Bayramı’ndan önce gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini göreceğiz,” ifadesi, basın özgürlüğüne yönelik muhtemel yeni bir müdahalenin habercisi olarak yorumlandı. Cemal Enginyurt’tan Küçük’e yönelik bu duruma oldukça sert bir tepki hemen ortaya çıktı. Enginyurt: “FETÖ Döneminin Metodolojisini Hatırlatıyor.” Cemal Enginyurt, X platformu aracılığıyla Cem Küçük’ün ileri sürdüğü iddialara şiddetle karşı çıkarak, bu tür ifadelerin geçmişte FETÖ ile ilişkili gruplar tarafından da benzer biçimlerde kullanıldığını dolaylı yoldan dile getirdi. Enginyurt’un açıklamaları şu şekildedir: “Kendini gazeteci olarak tanımlayan bir Saray yandaşı, Halk TV hakkında bir soruşturma açılacağından söz etmekte.” Bu bireyler kimlerdir? Gerçekte, geçmişten tanıdığımız kişiler. FETÖ bağlantılı medyada hedef gösterme pratiği gözlemlenmektedir; bu durum, benzerlikler taşımaktadır. Hedef göstermenin gazetecilikle herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır; bu davranış, nihayetinde tetikçilik olarak adlandırılmalıdır. “Şu an itibarıyla olgun bir tutum sergileyin.”
Halk TV’ye yönelik operasyon iddialarının ardında yatan gerçek nedir? Halk TV, uzun zamandır hükümetin sert eleştirilerine muhatap olmuş, bağımsız bir medya kuruluşu olarak tanınmaktadır. Daha önce RTÜK tarafından defalarca yaptırıma tabi tutulan bu kanal, muhalif seslerin iletilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Küçük’ün kaleme aldığı makalede, muhalif medya üzerindeki baskının yeni bir evreye geçtiği vurgulanmaktadır. Bu gelişmeler, Türkiye’deki basın özgürlüğü ve medya üzerindeki baskılara ilişkin endişeleri daha da yoğunlaştırmıştır. Seçim sürecinin yaklaşmasıyla birlikte muhalif medya kuruluşlarının hedefe konulması, siyasi atmosferin giderek daha sert bir hal alacağına dair belirgin işaretler sunmaktadır. Netice itibarıyla, Cem Küçük’ün öne sürdüğü iddialar ve Cemal Enginyurt’un sergilediği tepki, Türkiye’de basın özgürlüğü meselesine dair tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. Halk TV’ye olası bir soruşturma sürecinin sonuçları ve muhalif medya üzerindeki baskının dinamikleri, önümüzdeki günlerde daha net bir biçimde ortaya çıkacaktır.