Cenaze günüydü. Hava ağırdı, sanki gökyüzü de olan biteni hazmedememişti. Yaşlı adam, bastonuna yaslanmış, mezarın başında tek başına duruyordu. Etrafındaki herkes gözyaşları içindeyken onun gözleri donuktu. Ama yüreğinde fırtınalar kopuyordu. Bir gariplik vardı bu işte… Torunu dedikleri kadar sessiz biri değildi mesela. Üstelik cenaze sırasında duyduğu o fısıltılar… Oysa herkes unutup geçerken, o unutmamıştı. Her ayrıntıyı not eder gibi belleğine kazımıştı. Çünkü bir dedenin yüreği, olanı olduğu gibi değil, olması gerektiği gibi hissederdi.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..