Evlenmeye karar verdik
Beş altı ay bu tür geçti. Ama evimize hayırlı olsuna, ziyarete, yemeğe gelen herkes bizi ufak görmeye başladı…. Mobilyasız olmaz dediler. Yerde yemek istemeyen oldu. Dizim ağrıyor deyip bir daha gelmeyen oldu… Her gelen alın alın diyordu. Alın demeleri kolaydı. Ama neyle alacaktık? Eşim de bunları duyuyor ve görüyordu. Ama kazancımız yetmez diye yanaşmıyordu. Sonra ne olduysa ben dayanamadım bundan sonra. Ona illa mobilya takımı aldırdım. O da borca girdi. Artık eve iki saat geç geliyordu. Mesaiye kalıyordu. Olsun sabrettik. Beş altı ay sonra borcumuz bitti. Mobilya güzeldi. Hayırlı olsun diyorlardı. Eh bizim de hoşumuza gitti… . Bir kaç ay sonra bu sefer de mutfak masası istedim. Kocam onu da aldı. Yani aldırdım… Niyetim dedikodu olmasındı gerçekten. Kocam daha da geç kalmaya başladı. Zira iki saat çoktan kalmaya alışmıştı. Bunun da borcu bitti. İlk yemeklerimizi yedik. . Yatak odası almaya karar verdik. Herkes şu şekilde olsun, bu tür olsun derken pahalı bir yatak odası takımı aldık…Pahalı bir şeydi. Kocam bundan sonra eskisinden üç dört saat daha geç gelmeye başladı. Bunun borcu bir senedan çok sürdü… Artık kocam eskisi gibi eve gelmiyordu. Çok çalışmaya alışmış, ona göre de iş yoğunluğu olmuştu. Ben ise çok gelecekte fark edecektim ki, mobilyaya aşık olmaya başlamıştım. Evin diğer bütün eksiklerini aldırttım. Tabi üç dört sene geçmiş, bundan sonra ilk günlerde aldığımız eşyalar eskimeye başladı. Bu sefer evimize gelenler, bunu hala kullanıyor musun, hala aynı koltuk mu? Gibi sözler söylüyorlardı….. . Evde yürüyecek yer yoktu. Çocuğumuz, mobilyalardan evin içersinde yürüyemez olmuştu. Sonra evin dar olma ihtimalini düşündük. Bu sefer daha geniş bir eve kiraya çıktık. Kira artmıştı. Ama olsun, eşyalarımız sığıyordu. .. Ev arar iken kendimize değil, eşyalarımıza ev arıyorduk.. Aradığımız, diğer değişle eşyalarımızın aradığı evi bulmuştuk. Fakat perde uymuyor, halılar ufak kalıyordu. Bu sefer sıra bunlara geldi… Kısaca aldıkta aldık. Tabi yeni bir şey olsun, aldığımız mobilya tanıdıklarımızda olmasın diye çok arıyorduk. Zaman israfı, para israfı cabası… Bitti mi? Yok! Araba serüveni başladı… Yıllarca yemedik arabaya yedirdik. İçmedik arabaya içirdik… Sonra mahalle baskısı ve diğer nedenlerden kaynaklı ev almaya karar verdik. İşte bundan sonra evimizde ne tat ne huzur kaldı… . On senelerce sürecek bir borca imza attıktan sonra kocam gece yarısı eve gelmeye başladı. İlk vakitler onu bekliyordum. Sonra dayanamayıp yatmaya başladım. Fakat sabah olunca onun yaklaştığını fark ediyordum… Kendi evimize geçtik. Ama tadımız, tuzumuz, sevgimiz kalmamıştı. Robot gibi bir hayatımız vardı… Aylarca hafta sonları dahil kocamı evde görmedim. Hep çalıştı.. Çalıştı.. Çalıştı… . Hafta sonlarımız da elimizden gitti. Ama fark edememiştim. Ben, kocam eskisi gibi benimle ilgilenmiyor zannediyordum. Ama bilmiyordum ki, gerçekten benimle ilgilenecek vakti kalmamıştı. Bütün süresini benim mobilyalarım, halılarım, arabam, perdem, evim ve bitmek bilmeyen hırsıma harcamıştı.. Benimle değil, isteklerimle ilgileniyordu… Uzun hikaye… Ne mi oldu sonra? Kocam bundan sonra evi umursamaz oldu. İş yerinde kalmalar falan… Şüphelenmeye başladım. Aldatıyor muydu diye düşündüm. Eve geldiği zaman elbiselerini karıştırıyor, bayan saçı arıyordum. Telefonunu alıp kurcalıyordum. Ama bir şey bulamadım. Üzerine gittim. Zorladım. Sonunda ağladı. İşten uzun vakittir çıkarıldığını, taksitleri ödemek amacıyla günlük, geçici işlerde çalıştığını, evin taksitlerini ödeyemediğini söyledi. Bir kaç defa intihar etmeye teşebbüs ettiğini ama ailesinin sefil olmaması amacıyla bundan vaz geçtiğini söyledi. Birlikte ağladık. Ağlamakla borç ödenmiyordu. İcra mektubu geldi. Taksitleri bir hayli geciktirdik. Banka evi icra yolu ile aldı. Bizi çıkarttı. Eşyalarımızın bir bölümünü sattık. Diğer borcu arabayı satarak ödedik… . Sonra üç odalı evimize geri döndük. Yıllarca sıkıntıdan sonra eski evimize geri döndük. Dersimizi aldık. Aman ha size gelip de akıl verip para vermeyenlere aldanmayın. .. Onu al, bunu al diyen çok olacak. Ama bir kuruş para vermezler… Kazancınıza göre evde, kazancınıza göre arabada ve kazancınıza göre eşyada gözünüz olsun..”