Zaman geçtikçe, hayat bir akış içinde sürükleniyor; anılar sarmalında kaybolmuş birer iz gibi. O güzel yılların hatıraları, bazen bir melodi gibi, bazen bir rüzgarın esintisi gibi canlanıyor zihnimde. O günlerde yaşadığımız duygular, sadece birer anı değil, ruhumda sakladığım bir hazine haline geldi. Onunla geçirdiğim zaman, hayatın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bana. Her ne kadar yollarımız ayrı düşmüş olsa da, içimde onun bıraktığı izler, beni her daim yönlendiren bir pusula gibi. Gençliğimin en güzel yılları, onunla geçirdiğim zamanlar sayesinde daha da anlam kazandı. Kalbimdeki yerini asla kaybetmeyecek olan bu anılar, zamanla daha da kıymetli hale geliyor; çünkü gerçek aşk, bir nesil boyunca kalplerde yaşar, yeni hikayelere ilham olur.
Gençlik, hayallerin en parlak olduğu, umutların en taze olduğu bir dönemdir. Duyguların en yoğun yaşandığı, kalbin heyecanla çarptığı anlar içinde kaybolduğumuz bir yolculuktur. O dönemde, hayatın sunduğu fırsatlar karşısında henüz tereddütlerimiz yokken, bir gün bir rastlantı ile tanıştım onunla. Gözleri, derin bir okyanusun içinde kaybolmuş gibi parlıyordu; her bakışı, içimde bir kıvılcım yaratıyordu. Birbirimizi tanıdıkça, dünyamızın renkleri daha da canlandı, hayat daha anlamlı hale geldi. Gençliğin coşkusu ve tutkusuyla dolu bu yıllarda, onunla paylaştığımız anlar, içimde silinmez izler bıraktı. Şimdi geriye dönüp baktığımda, o günlerin birer mücevher gibi parladığını hissediyorum.