ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Hanife Teyze adında yaşlı bir komşumuz vardı




Masanın üstünde bir bardak su ve ıslatılmış ekmekler tabağa doğranmıştı
Hemen kapının önüne çıktım. Hanife Teyze tabağı uzattı. İki cihanda aziz olun evladım dedi.
Sağ ol Hanife teyze dedim…
Eve geldiğimde annem; Ne o, ne oldu suratından düşen bin parça dedi…
Anne, Hanife Teyze tabağa bayat ekmekleri doğramış, onları yiyordu dedim.
“Olur mu kızım? Baban da emekli, O da eşinden emekli maaşı baban kadar alıyor.
Sen yanlış görmüşsündür, kuşlar içindir o.
Biz geçiniyorsak ki 3 kişiyiz, O tek başına hayli hayli geçinir dedi.
Ertesi akşam anneme ne pişirdiğini sordum, etli kuru fasulye olduğunu öğrendim.
İçimi bir kurt kemiriyordu. Akşam yemeğine oturmadan Anne Hanife Teyzeye de bir tabak götüreyim mi
Annem; Kuru fasulye bir tanem.
Götür de, güzel bir şey değil” Olsun hadi ver götüreyim dedim,
Sıcak tabağı elime aldım ve yürüdüm.
Hanife Teyzenin sesi: Kim o
Ben Zeynep dedim. Kapıyı açtı gülümseyerek, yüzüme baktı.
Annem kuru fasulye yolladı bilmem sever misiniz? Dedim.. Nimeti ayırt etmem tabii ki severim.
Allah razı olsun kızım” dedi.
Ha unutmadan annem tabağı istiyor dedim.
Hanife Teyze mutfak yoluna yönelir yönelmez, ben doğru içeriye girdim.
Masanın üstünde bir bardak su, ıslak ekmeklerin konduğu yarısı yenmiş tabak ve annemin bir gün önce verdiği dolmadan kalan 4 tane…
Soracaktım, sormalıydım. İçim içimi kemiriyordu…
Hanife Teyze beni kapıda göremeyince içeriye yanıma geldi.
Sanki Sor der gibi yüzüme bakıyordu.
Dayanamayıp sordum; Bu ıslak ekmekleri sen mi yiyorsun, hani kuşlara verecektin? diye sordum
Buğulu mavi gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
Üzmüş müydüm acaba anlayamadım, daha 15 yaşındaydım, ama O’nu ağlatmıştım
Evet ben yiyorum canım kızım.
Benim bir oğlum bir de kızım var.
Burada değiller. Başka şehirdeler. İkisi de çalışıyor. Araba alacaklarmış. Bana Kredi çektirdiler. Kalan para ancak kiraya elektrik ve suya gidiyor. Üç beş kuruş ya kalıyor ya kalmıyor elimde.
Ben de ekmek isteyemedim. Kol kırılır yen içinde kalır. Böyle biliriz, üç yıl böyle idare edeceğim, kimseye söyleme evladım Emi dedi

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

error: Content is protected !!