enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

O gün köyde güneş bile utangaçtı. Gökyüzü griye dönmüş,

O gün köyde güneş bile utangaçtı. Gökyüzü griye dönmüş, rüzgâr kuru dalları hışırdatıyordu. Kalabalık fazla konuşmadan mezarlık yoluna ilerliyordu. Annem ağlamaktan bitkin düşmüş, dedem taş kesilmiş gibiydi. Ben ise sadece susuyordum. O sabah, anneannemin gözlerinin açık olduğunu görmüştüm. Ama kimse bana inanmamıştı.
“Çocuk aklı işte,” dediler. “Zaten yaşlıydı, son zamanlarda iyice uyuyup kalıyordu.”
Ama ben o gün odaya girdiğimde onun gözkapakları aralıktı. Dudakları titriyordu. Sanki bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama sesi çıkmıyordu.
Defin işlemleri aceleye getirilmişti. Doktorun ölüm raporu yazması bile bir saat sürmemişti. Herkes “Doğal ölüm” dedi geçti. Ama ben geçemedim. O gece rüyama girdi anneannem.
“Hâlâ buradayım, nefes alıyorum… beni bırakma.”
Sabaha karşı gizlice mezarlığa gittim. Ay ışığında toprağın üstü taptazeydi. Ellerimle eşelemeye başladım. Çamur içindeydim, tırnaklarım kırılmıştı ama vazgeçmedim. Küçükken bana anlattığı masalları hatırlayarak toprağı kazdım. Sonra… tahta tabuta ulaştım. Kulaklarımı dayadım.
Bir şey yoktu. Belki de… evet, belki de artık çok geçti.
Ama sonra — evet, çok hafif — bir tıkırtı.
O an çığlık attım. Köyün muhtarı ve mezarlık bekçisi geldiğinde beni toprağın içinde buldular. Olanlara inanmak istemediler ama kazmaya başladılar. Tabutun kapağını kaldırdıklarında… anneannemin tırnakları tabanın tahtasını parçalamıştı. Gözleri açıktı. Ama artık hareketsizdi.
Doktor, ölüm sonrası incelemede aslında bir tür koma hâli olduğunu, nadir ama olası bir tıbbi hata olduğunu söyledi. Ama bana göre bu bir hata değildi.
Bu bir uyarıydı.
O günden sonra ben uyuyamaz oldum. Çünkü bir ses hâlâ kulağımda:
“Nefes alıyorum…”

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
error: Content is protected !!