— Sadece bir rüya tatlım. Orada kimse yok. Kontrol ettik.
İç huzuru için birkaç kez odanın her yerini didik didik aradık: yatağın altını, dolabı, perdelerin arkasını ve tabii ki duvardaki o büyük aynanın arkasını. Hiçbir şey.
Ama dün her şey değişti.
Kocamla oturma odasında oturmuş film izliyorduk. Sessiz ve sakindi. Birden oğlumuz içeri koştu, yüzünden yaşlar akıyordu, ifadesi korkudan buruşmuştu, dudakları titriyordu ve bağırdı:
— Geri döndü! Orada, aynanın arkasında! Canavar! Onu duyuyorum!
— Oğlum, — diye başladı kocam, — bu konuyu konuşmuştuk…
— Lütfen onu uzaklaştırın! Orada! Tısladığını duyuyorum!
Kocam derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Onu takip ettim. Oğlumun odası sessizdi. Fazla sessizdi. Sadece havada hafif bir gerginlik vardı.
— İşte, — diye fısıldadı oğlumuz aynayı işaret ederek. — İşte orada…
Yaklaştık. Baktık. Sessizlik. Ama bir noktada, sanki… ayna hafifçe hareket etmiş gibi geldi bana. Hafif bir esinti geçmiş gibi. Kocam aniden öne çıktı ve aynayı duvardan hiç uyarıda bulunmadan söküp aldı.
Aynanın arkasında, duvarla alçıpan arasındaki boşlukta kocaman, siyah bir yılan kayıyordu.
Pulları betona hafifçe çarparak hışırdadı. Oğlum da o sesi duydu. Uydurmuyordu. Hissetmişti. Devamı sonraki sayfada go’rsele ilerleyn..Hemen kurtarma ekiplerini aradık. Uzmanlar geldi ve sürüngeni duvardan çıkarmayı başardılar. Meğerse bodrumdan sürünerek çıkıp orada, duvarla lambri arasındaki dar alanda, tam da aynanın asılı olduğu yerde yaşıyormuş.
Şimdi ayna kaldırıldı. Duvar yamalandı. Ve ben, bir anne olarak, önemli bir sonuca vardım:
Oğluma her zaman inanacağım. Canavarlardan bahsetse bile. Bazen çocuklar, yetişkinlerin görmek istemediği şeyleri hissederler.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..