ne de etrafındakilerin mırıldanmasına katıldı. O, babasının evleneceği kadını bambaşka bir yüzüyle görmüş, gece duyduğu konuşmaları kimseye anlatamamıştı.
Gelinin yürüyüşü başlamış, salon alkışlar ve heyecanla dolmuştu. Ethan ise yüreği güm güm atarken yalnızca bekliyordu. Rahip, “Bu evliliğe itirazı olan var mı?” diye sorduğunda ayağa kalktı ve titreyen sesiyle, “Bu nikâh kıyılamaz!” dedi. Salonda buz gibi bir sessizlik oluştu.
Babasının öfkeyle karışık şaşkın bakışı altında Ethan cümlelerini sürdürdü: “Baba, o seni sevmiyor. O göründüğü gibi biri değil. Dün gece söylediklerini kaydettim.” Ve telefonunun oynat tuşuna bastı.
Hoparlörden yükselen ses gelinin sesiydi; neşeli ama hesapçı bir tonda “Evet, başardık. Yarın onunla evleniyorum. Sonra boşanıp servetinin yarısını alacağız” diyordu. Misafirler dondu kaldı, damadın yüzü bembeyaz kesildi. Gelin konuşmaya çalıştıysa da artık çok geçti. Rahip İncil’i kapattı, düğün iptal edildi, gelin salondan sessizce çıkarıldı.
O an Ethan’ın içinde zaferden çok, gerçeği söylemenin ağırlığı vardı. Babası yanından geçerken elini oğlunun omzuna koydu; sessiz, titrek ama anlam dolu bir dokunuştu. Bazen sevgi kör eder; bazen de küçük bir ses, kimsenin duymak istemediği hakikati duyurur.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..