“Türkiye… Son günlerde ülke gündeminin en çarpıcı skandallarından biriyle sarsılıyor.
Eğitim, bürokrasi ve dijital güvenlik sistemlerini derinden etkileyen bu olay, sadece birkaç kişinin değil, yüzlerce insanın hayatına dokunan bir sahtekârlığı ortaya çıkardı.
Bu… sahte diploma skandalının hikâyesi.”
Kıvılcım: Bir Küçük Şüphe
Her şey, Ankara’da bir devlet kurumuna yapılan atama başvurusu ile başladı.
Başvuru sahibinin diploması incelenirken, YÖK’ün mezuniyet sorgulama sisteminde kayıt bulunamadı.
Normalde birkaç dakikada doğrulanması gereken belge, sistemde “mezun değil” olarak görünüyordu.
Kurumun personel birimi, bu tutarsızlığı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletti. Ve işte o anda, Türkiye’nin son yıllardaki en büyük belge sahtekârlığı soruşturmasının fitili ateşlenmiş oldu.
Dijital İz Takibi
Savcılık, şüpheli diplomanın seri numarasını ve e-imza sertifikasını inceledi.
Kısa sürede fark edildi ki, yetkisiz kişiler tarafından üretilmiş e-imzalar kullanılmış ve üniversitelerin otomasyon sistemlerine yasa dışı giriş yapılmıştı.
Adli bilişim uzmanları, sisteme normalde yetkili olmayan IP adreslerinden girildiğini, bazı diploma dosyalarının aynı anda hem not değişikliği hem de mezuniyet onayı aldığını tespit etti.
Kimlik Hırsızlığı ve Depremzedeler
Araştırma derinleştikçe, sahte diplomaların bir kısmının depremde hayatını kaybeden veya uzun süredir yurtdışında yaşayan kişilerin kimlik bilgileri üzerinden üretildiği ortaya çıktı.
Bu kişiler sanki yıllar önce üniversiteye kayıt olmuş, derslerini tamamlamış ve mezun olmuş gibi sisteme işlenmişti.
Operasyonun İlk Dalgası
İçişleri Bakanlığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, teknik takip sonrası düğmeye bastı.
İlk dalgada 50’den fazla kişi gözaltına alındı. Bunlar arasında:
• Sahte diploma üreten yazılım uzmanları
• Kamu kurumlarında görevli iş birlikçiler
• Aracı şahıslar
yer alıyordu.
Yapılan aramalarda 57 sahte üniversite diploması, 4 sahte lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi ele geçirildi.
Akademisyen İddiaları ve Resmi Yalanlama
Bazı medya organlarında “400 akademisyen sahte diplomayla atandı” iddiası gündeme geldi.
Ancak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), bu iddiayı yalanladı.
Resmi açıklamaya göre soruşturmada yer alan 220 kişi arasında hiçbir akademisyen veya öğretmen yoktu.
Adalet Önünde
Hazırlanan iki ayrı iddianamede 199 sanık yer aldı.
65 kişi hakkında 6 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Belgelerin düzenlenmesi karşılığında 250 bin TL ile 2,5 milyon TL arasında para alındığı iddia ediliyor.
Halı yıkamacı birinin insanlara psikolojik danışmanlık yaptığını öğrendik. Farklı meslektekilerin sağlık sektörünce yer aldığını öğrendik. Eğitimci olmadığı halde eğitim verdiğini öğrendik. Yani bu sahte diploma birilerinin hayatını ciddi anlamda etkiledi ve topluma çok büyük yaralar açtı.
Hatırladığınız üzere İmamoğlu’nun diploması aylar evvel iptal edilmişti. O konu hala tartışmaların odağında devam ederken çıkan bu haber Türkiye’yi farklı bir evreye soktu şimdi. Kamuoyunun asıl merak ettiği, önde görülen insanlardan hangileri bu sahte diploma sahibi. Yakında bunlarda kamuoyu ile paylaşılacak, asıl fecaat ondan sonra ortaya çıkacak
Sistem Açıkları ve Uyarılar
YÖK Başkanı, konuyla ilgili idari incelemelerin başlatıldığını ve dijital belge doğrulama sistemlerinin daha güvenli hale getirilmesi için yasal düzenleme önerdiklerini açıkladı.
Muhalefet partileri ise özellikle BTK ve ilgili bakanlıklara sert tepki göstererek sorumluların istifa etmesi gerektiğini savundu.
“Bir başvuru evrakındaki küçük bir tutarsızlık… Dev bir sahtekârlık ağını ortaya çıkardı.
Şimdi sorular net: Bu sahte diplomalarla hangi makamlara gelindi? Kimler bu belgelerle haksız avantaj sağladı?
Yanıtlar, soruşturmanın ilerleyen günlerinde netleşecek…
Ama kesin olan bir şey var: Türkiye’nin dijital güvenlik karnesi artık eskisi gibi değil.”
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..