Zafer Partisi Lideri Özdağ

“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklu bulunan Ümit Özdağ, sağlık sorunları nedeniyle tıbbi müdahaleye ihtiyaç duydu. Ümit Özdağ, Ulusal İstihbarat Örgütü (MİT) çalışanlarının kimlik bilgilerini açığa vurduğu iddiasıyla 3 ila 7 yıl arası hapis cezası talebiyle yargılandığı davada, bugün mahkemeye çıkacaktı. Ankara 26. Yüksek Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya, yargılanan Özdağ ve savunmasını üstlenen avukatı iştirak etmedi. HASTANEYE SEVK İŞLEMİ GERÇEKLEŞTİ Duruşma başkanı, yargılanan kişinin avukatlarının, oturuma katılamayacaklarını belirten özür dilekçesi sunduklarını ve Ümit Özdağ’ın sıhhat sorunları nedeniyle hastaneye nakledildiğini, bu sebeple duruşmada hazır bulunamayacağını ifade etti. DURUŞMA SONRA GÖRÜLECEK Mahkeme başkanı, nihai karar öncesinde açıkladığı ara kararda, avukatların sunduğu geçerli nedenleri içeren dilekçeleri uygun bularak, davayı 8 Temmuz tarihine tehir etti.İDDİANAMEDE GEÇENLER Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği suçlamaya göre, Özdağ hakkında, 26 Şubat 2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı basın açıklamasında, Milli İstihbarat Teşkilatı çalışanlarının kişisel bilgilerini, pozisyonlarını, sorumluluklarını ve faaliyetlerini ifşa ettiği iddiasıyla kendiliğinden soruşturma açılmıştı. O dönemde meclis üyesi olan Özdağ hakkında, Anayasa’nın 83. maddesi uyarınca, yasama dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla 9 Mart 2020’de bir rapor hazırlanmıştı. 14 Mayıs 2023’teki genel seçimlerde tekrar meclise girememesi üzerine, hakkında dava açılması için iddianame düzenlenmişti. İddianamede, Özdağ’ın, TBMM’deki basın toplantısında, bulunduğu pozisyon gereği, MİT çalışanlarının kimlik bilgileri, görev ve faaliyetlerine dair bilgilerin paylaşılmasının ilgili yasa kapsamında suç oluşturduğunu anlayabilecek durumda olduğuna dikkat çekildi. Şüphelinin, Libya’da hayatını kaybeden MİT mensuplarının kimliklerini, görevlerini, faaliyetlerini ve bulundukları konumu açıkladığı belirtildi. Özdağ’ın, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 27/2 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/1-2 maddeleri uyarınca 3 ila 7 yıl arası hapis cezasıyla cezalandırılması istenmişti.