enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Düğünümde yaşadığım akılalmaz olay

Araba, şehir merkezinden uzaklaştıkça hızını artırıyordu. Murat’ın elleri direksiyonu sımsıkı kavramıştı, gözleri ise sürekli dikiz aynasındaydı. “Biri mi takip ediyor bizi?” diye fısıldadım, sesim korkudan titriyordu. Murat başını sallamadı, sadece “Sakin olmalısın” dedi, ama kendi sesi bile sakin değildi. Bir süre sonra şehir ışıkları tamamen arkamızda kaldı ve kendimizi karanlık, ağaçlık bir yolda bulduk. İçimi tarifsiz bir endişe kapladı. Bu nereye gidiş böyle? Murat nihayet arabayı yol kenarında, ağaçların arasına gizlenmiş loş bir yere çekti. Motoru susturduğunda, etrafı saran sessizlik kulaklarımda uğuldadı. Bana döndü, yüzü solgundu. “Dinle beni,” dedi, sesi ciddiyetle doluydu. “Düğün salonundayken bir telefon aldım. Eski bir arkadaşım, Ersin aradı. ‘Hemen oradan uzaklaşın,’ dedi. ‘Babanın eski ortaklarından Fırat… hapisten çıkmış ve ilk işi seni bulmak olmuş. Duyduğuma göre düğüne de gelmiş.’” Duyduklarım karşısında donakaldım. Fırat… Babamın bir zamanlar iş yaptığı, sonra araları açılan ve uzun yıllardır haber alamadığımız o tehlikeli adam. Yıllar önce babamın yaşadığı maddi sıkıntıların, işlerinin batmasının arkasında Fırat’ın olduğu fısıltıları dolaşmıştı. Babam, onun yüzünden çok çekmiş, biz de ailece o dönemi zorluklarla atlatmıştık. Peki, şimdi ne istiyordu? Neden buradaydı? “Ne istiyor bizden?” diye sordum titrek bir sesle. Murat derin bir nefes aldı. “Bilmiyorum. Ama Ersin’in dediğine göre, seni de beni de arıyormuş. Özellikle de seni. Babanın ona borcu olduğunu iddia ediyor ve bunun bedelini bizden tahsil etmek istiyormuş.” Mideme korkunç bir yumruk yemiş gibi hissettim. Kusursuz bir peri masalı gibi başlayan gün, kabusa dönmüştü. Kız kardeşimin düğünü, bir anda kaçışımızın başlangıç noktası olmuştu. Geriye dönüp baktığımda, Fırat’ın o kalabalıkta, belki de bizi izleyen gözlerini hayal ettim. Üzerimizdeki ipek elbise, parlayan takılar… Hepsi birer maske gibiydi şimdi. Geleceğimiz belirsizdi. Nereye gidecektik, ne yapacaktık? Bilmediğimiz bir tehdidin gölgesinde, karanlıkta birbirimize tutunmaktan başka çaremiz yoktu. Kız kardeşimin o mutlu yüzü, şimdi zihnimde acı bir anı olarak yer edecekti. O kusursuz düğün, hayatımızdaki en büyük kaçışın başlangıcı olmuştu. Ve bu kaçışın sonu nereye varacaktı, kim bilir?

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
error: Content is protected !!